Ticaret Bakanlığı ile Türkiye Noterler Birliği işbirliğiyle ikinci el taşıt ticaretini daha inançlı hale getirmek gayesiyle devreye alınan “Güvenli Ödeme Sistemi”, alıcı ve satıcı ortasındaki uyuşmazlık durumlarında kanıt olarak kullanılabilecek.
AA muhabirinin derlediği bilgiye nazaran, Bakanlığın Türkiye Noterler Birliği ile kurduğu İnançlı Ödeme Sistemi’nin ikinci el taşıt alım-satımında kullanımı bugünden itibaren mecburî oldu.
Sistem, nakit, havale yahut EFT üzere formüllerle gerçekleştirilen tüm ikinci el motorlu kara taşıtı alım satımlarında kullanılacak.
Sistemle evvel satıcı inançlı ödeme sürecini başlatacak, sonra alıcı notere gitmeden evvel referans numarası ile parayı aracı kuruluşa yatıracak. Satışın onaylanmasının akabinde inançlı hesapta bekleyen para anında satıcının hesabına geçecek. Böylelikle araç alım satım süreçleri teminat altına alınmış olacak.
Güvenli Ödeme Sistemi’yle, ikinci el araç piyasasında nakit taşıma, uydurma para ve satış bedelinin ödenmemesi üzere risklerin ortadan kalkması hedefleniyor.
“KAPORA DOLANDIRICILIĞINA DİKKAT EDİLMELİ”
Tüketiciler Konfederasyonu Genel Başkanı Aziz Koçal, konuya ait yaptığı değerlendirmede, ikinci el araba alım satımında bilhassa dolandırıcılık olaylarıyla çok sık karşılaşıldığına işaret etti.
Güvenli Ödeme Sistemi’nin dolandırıcılık faaliyetlerinin önüne geçebileceğini belirten Koçal, uygulamanın, vatandaşlara düzgün anlatılması gerektiğini bildirdi.
Koçal, tüketicilerin uygulamaya ait kimi tedirginlikler yaşayabileceğine dikkati çekerek, “Sistemin uygun işlemesi ve tüketicilerin sisteme güvenmesi için noterlere de iş düşüyor, noterler sistemin inançlı olduğu tarafında vatandaşları aydınlatmalı. Lakin sahtekarlar kapora alarak dolandırmaya devam edebilirler. Bunun önleyici önlemlerin de alınması gerekir.” dedi.
Sistemin inançlı biçimde işlemesi için araç satışlarındaki vergi yükü ve satış masraflarının da gözden geçirilmesi gerektiğini bildiren Koçal, şu değerlendirmede bulundu:
“Vatandaşlar satın aldığı taşıtın bedelinin tamamını banka üzerinden ödeyeceği için burada aracın gerçek bedelinin gösterilmesi kıymet taşıyor. Aksi takdirde araçta bilinmeyen ayıp varsa ya da araçla ilgili yanlış bilgi verilirse bedel iadesi, alım satım süreci sırasında gösterilen paha üzerinden yapılır. Bu sistem tüketicilerin lehine lakin alım-satım ve başka vergilerdeki oranlar gözden geçirilerek aracın gerçek bedelinin sistemden ödenmesi sağlanmalı.”
“SATIŞ SONRASI MAĞDURİYETLERİN DE ÖNÜNE GEÇEBİLİR”
Tüketici Hakları Derneği Başkanı Ergün Kılıç da inanç ögesinin insan ve ticari münasebetlerinin ayrılmaz kesimi olduğunu belirtti.
Ticarette inancın hem satıcı hem de alıcı açısından büyük ehemmiyet taşıdığını bildiren Kılıç, “Güvenli ticaret, tüketicilerin korunması, dolandırıcılığın önlenmesi için hayati bir ögedir. İkinci el araç alım satımlarında, satıcı ve alıcıların inanç duyarak süreç yapmasının değerli olduğunu düşünüyorum, herkes dolandırılma korkusu yaşamadan ticaret yapabilmeli.” sözünü kullandı.
Kılıç, motorlu kara taşıtlarının alım ve satımında inançlı ödeme sisteminin mecburî hale getirilmesinin, dolandırıcılık hadiselerinin önlenmesi ve tüketici ile satıcı ortasında doğabilecek uyuşmazlıkların tahlilinde değerli bir adım olacağını anlattı.
Vatandaşların araç aldıktan sonra da kimi mağduriyetler yaşayabildiğine işaret eden Kılıç, şunları kaydetti:
“Bu durumda, tüketici satıcıyla bağlantıya geçtiğinde ve satıcı sorumluluğu kabul etmediğinde, yasal haklarını kullanma yoluna başvurabilir. Kanunda “bedel iadesini de içeren mukaveleden dönme” imkanı vardır. Vatandaş, satın aldığı aracı geri verip ödediği paranın iadesini istediğinde İnançlı Ödeme Sistemi sağlam bir kanıt fonksiyonu görecektir. Sistem, yalnızca dolandırıcılığın önüne geçmekle kalmaz, tıpkı vakitte tüketici uyuşmazlıklarının tahlilinde değerli bir destek sağlar.”