Karamollaoğlu, düzenlediği basın toplantısında, “Her türlü engellemelere, zorluklara, algı ve manipülasyonlara, akla hayale gelmedik palavra ve iftiralara karşın sakinliğini koruyan, içtenlikle uğraş gösteren cumhurbaşkanı adayımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na bu duruşu nedeniyle teşekkür ediyorum” dedi.
Temel Karamollaoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“ERBAKAN HOCAMIZIN ÇOCUKLARI, ONUN EMANETİNE İHANET ETTİ. BABASINA İHANET EDEN AKP’YE GİTTİ”
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Karamollaoğlu’na “CHP’nin oy oranında yükselmediği tespiti var. Ulusal görüş oyları nereye gitti? Saadet nasıl bir oy kaybı yaşadı?” sorusu soruldu. Karamollaoğlu şu karşılığı verdi:
“Şu anda çok erken bir kıymetlendirme. Biz yapay çıkışlara prestij etmeyiz. Allah rahmet eylesin Erbakan Hocamız, Saadet Partisi’nin genel başkanı olarak hayata veda etti. Onun gerisinden maalesef çocukları, Erbakan Hocamızın bıraktığı emanete direkt doğruya ihanet ettiler. Kendilerinin birlikte olması için bir çaba gösterdik biz, ancak birçok mevzular gündeme geldiği için babasına ihanet eden, AKP’ye gitti. Onlarla birlikte hareket etti. Bunun altında da birtakım hususlar yatıyordur. Elbette biz onların durumunu da değerlendiririz. Ama siyasi parti, gerçekler üzerine inşa edilir. Erbakan hocamızın telaffuzlarını ezberleyip ekranlarda lisana getirmek, hocamızın yolunda olmanın işareti değildir.”
“YEREL SEÇİMDE İTTİFAK YAPILACAK MI”
Karamollaoğlu, gazetecilerin sorusunu yanıtladı. Seçim akşamı yapılan toplantıyı soran gazeteci, “İttifakın geleceği ile ilgili bir toplantı mıydı? Mahallî seçimlerde ittifak olarak mı devam edeceksiniz?” diye sordu. Karamollaoğlu şu karşılığı verdi:
“O akşam bir ortaya gelmemiz olağan bir hadiseydi. Sayın Kılıçdaroğlu, bizleri davet edip hem geçmiş olsun denildi hem de selamlama yapıldı. Fakat önemli bir problem konuşulmadı. Çok erken. Nezaket toplantısı olarak değerlendirilmeli. O bir ortaya gelme kıymetlendirme ya da karar alma toplantısı değildi”
“AHLAKI HİÇE SAYMAYA, MİLLETİN YARISINI TERÖRİST, DİN DÜŞMANI İLAN ETMEYE DEĞDİ Mİ”
“Bu derece ağır bir seçim kampanyası sürecini hiç yaşamadık. Elbette hiçbir mazeret muvaffakiyetin yerini tutmaz lakin bu seçimlerin hangi olağandışı kaideler altında yapıldığı gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır. Ağır bir kamplaştırma, kutuplaştırma siyaseti yürütüldü. İktidar her türlü devlet imkanını kullanırken, birçok yerde Millet İttifakı’nın çalışmaları kamu güçleri de kullanılarak engellendi. Her türlü haksız propagandaya maruz bırakıldı vatandaşımız. Bu türlü bir ortamda asaletini bozmadan canla başla çalışan bütün mensuplarımızı bir kere daha tebrik ediyorum. Sormak istiyorum. Değdi mi bu denli şeye? Ahlakı hiçe saymaya, manevi kıymetlerimizi siyasetin gereci yapmaya değdi mi? Epey falana iftiraya değdi mi sizce? Elde ettiğiniz bu sonuca karşılık milletimizin yarısını terörist, din düşmanı, hain, öteki ilan etmeye değdi mi sahiden?”
“RAKİPLERİNİ YUHALATAN TAVIRLARI SÜRDÜRME GAFLETİNE DÜŞMEYİN. 3-5 OY KAZANDIRABİLİR FAKAT 85 MİLYONUN GELECEĞİNİ YOK EDECEK BİR DİL”
“Ülkemizin en değerli gereksinimlerinden birisi barış, huzur ve güvenlik ortamının bir an önce tesis edilmesidir. Fakat son günlerde birbiri arkasına yapılan şanssız açıklamalar bu husustaki kaygılarımızı arttırmaktadır. Sorumluluk sahipleri, yangını söndürme yerine ateşe adeta akaryakıt dökme peşindeler. Bir sefer daha hatırlatmak istiyorum, Türkiye’nin bir an önce huzura kavuşması için aklı selim ve sağduyu ile hareket edilmesi zarurettir. En başta riayet etmesi gerekenler iktidar mensuplarıdır. Kimse bu seçim sonuçlarını yanlış okumamalıdır, yanlış yorumlamamalıdır. Siyasi rakiplerini meydanlarda yuhalatarak, akla gelmeyecek iftiralarla birebir yanlış tavır ve davranışları sürdürme gafletine hiçbir vakit düşmemelidir. Bu lisan, 3-5 oy kazandırmış olabilir fakat 85 milyonun kardeşliğini, geleceğini yok edecek bir lisandır. Derhal vazgeçilmelidir.”